Kuran Cariyeler Hakkında Ne Diyor ?

Emre

New member
Kur'an’da Cariyeler ve Hukuki Durumları

Kur'an, İslam toplumunun sosyal yapısını belirlerken, bireylerin ve grupların haklarını düzenleyen kapsamlı hükümler sunmuştur. Cariyeler, tarihsel olarak özellikle savaş esirleri veya köleler olarak toplumda yer edinmiş kadınlardır. İslam’ın ilk yıllarında, cariyelik, kölelik sisteminin bir parçası olarak varlık göstermiş ve Kur'an’da bu konuya dair çeşitli düzenlemelere yer verilmiştir. Ancak bu konuda yapılan yorumlar, zamanla değişen toplumsal ve kültürel koşullar ile birlikte farklılıklar göstermiştir. Bu yazıda, Kur'an’daki cariye kavramı, onlara yönelik düzenlemeler ve modern yorumlar ele alınacaktır.

Cariye Kavramı Nedir?

Cariye kelimesi, Arapçada "kadın köle" anlamında kullanılan bir terimdir. Savaş esirlerinden ya da köle ticaretinden elde edilen kadınlar, toplumda genellikle cariye olarak kabul edilirdi. Bu kadınlar, genellikle zengin bireyler ya da devletin belirli yetkilileri tarafından sahiplenilir, bazen de evlilik dışı cinsel ilişki kurma amacıyla alınırlardı. Kur'an’da, cariyelerin statüsü hakkında belirli kurallar bulunmaktadır.

Kur'an'da Cariyelerle İlgili Ayetler

Kur'an’da cariyelerle ilgili olarak en belirgin hükümler, [4:3], [4:24] ve [33:50] gibi ayetlerde yer almaktadır.

- **[4:3]**: "Eğer yetim kızlardan hoşnut olmadığınız birini evlendirmek isterseniz, o zaman dörtten fazla kadınla evlenebilirsiniz; ancak adaleti sağlamakta zorlanacağınızdan korkarsanız, o zaman bir tane veya sahip olduğunuz cariyelerle yetinin. Bu, size adaletsizlik yapmamanız için daha uygundur." Bu ayet, evlilikte eşitlik ve adaletin korunması gerektiğini vurgular. Buradaki cariyeler, evlilik dışı ilişkilerde ya da kölelik statüsünde bulunan kadınlardır.

- **[4:24]**: "Ona sahip olduğunuz cariyeler dışında başka bir kadınla evlenmenize engel bir şey yoktur. Ancak Allah’ın kullarına verdiği nimetlere sahip olmak için evlenmeniz, yine de sorumluluk taşır." Bu ayet, sahip olunan cariyelerle evlilik dışı ilişkilere değinmekte olup, cariyelerle cinsel ilişki kurma durumunun, bir tür “evlilik dışı” düzenleme olarak kabul edilebileceğini ima eder.

- **[33:50]**: "Ey Peygamber, kadınlardan ve sahip olduğun cariyelerden sana helal kılınanlar hariç olmak üzere, başka bir kadını alman sana helal değildir." Bu ayet, Peygamber Efendimiz için özel olarak cariyelerle ilgili bir düzenlemeyi ifade etmektedir ve onun özel statüsünü ortaya koymaktadır.

Bu ayetlerden çıkarılabilecek ana fikir, cariyelerle ilişkilerin yalnızca belirli şartlar altında kabul edilebilir olduğudur. Aynı zamanda, kadınların statülerine dair Kur'an’ın verdiği düzenlemeler, adalet ve eşitlik ilkelerini öne çıkarmaktadır.

Cariyelerle İlişkilerde Adalet İlkesi

Kur'an, cariyelerle ilgili olarak adaleti ve eşitliği vurgulamaktadır. Özellikle birden fazla kadınla evlilik konusunu ele alırken, eşit davranmayı ve adaletli olmayı zorunlu kılmaktadır. [4:3] ayetinde, bir erkek birden fazla kadınla evlendiğinde, aralarındaki adaleti sağlamakta zorlanmasından endişe edilirse, o zaman sadece bir eş veya sahip olunan cariyelerle yetinmesi gerektiği ifade edilmiştir. Bu, toplumda ve ailede denetim sağlanmasının gerekliliğini vurgulayan bir kuraldır.

Cariyelik Uygulamasının Tarihi ve Toplumsal Boyutları

Kur'an’ın indiği dönemde, cariyelik çoğunlukla savaş esirleri ya da köle ticareti ile ilişkiliydi. Bu uygulama, toplumun ekonomik ve sosyal yapısının bir parçasıydı. Ancak İslam, köleliğe ve cariyeliğe karşı tam bir reddiye getirmemiş, bunun yerine adil bir şekilde bu kadınların haklarının korunmasını istemiştir. İslam’ın temel ahlaki ilkelerinden biri olan insan hakları, kölelik ve cariyelik uygulamalarını zamanla değiştirmiştir.

Kur'an'da Cariyeler İçin Getirilen Haklar

Kur'an, cariyelerin sahip oldukları hakları belirlerken, onları tamamen kölelikten ya da insanlık dışı koşullardan koruma amacını gütmüştür. Özellikle [24:33] ve [2:178] ayetleri, cariyelerin haklarını düzenlemektedir.

- **[24:33]**: "Zina etmeye teşvik edilmedikleri sürece, cariyelerinizin zina etmelerine engel olamayacağınız gibi, onlarla kötü muamele de etmeyin." Bu ayet, cariyelere yönelik kötü muameleye karşı bir yasağa işaret etmektedir.

- **[2:178]**: "Ey iman edenler, öldürülenin hakkı olanın intikamını almanın zamanı geldi. Ancak, her şeyde adaletli olmalısınız. Zira öldürülmüş olanın mirasçısı ya da bir kimse affederse, o zaman affetmenin, adaletin en üstün halidir." Bu ayet, İslam’da adaletin ön planda tutulduğunu, cariyelerin haklarının da bu adalet çerçevesinde korunması gerektiğini belirtir.

Modern Yorumlar ve Cariyelik

Günümüzde cariyelik uygulamaları, modern toplumlarda geçerli değildir ve İslam dünyasında kölelik de büyük ölçüde sona ermiştir. Bununla birlikte, Kur'an'da cariyelerle ilgili düzenlemeler, modern yorumcular tarafından farklı şekillerde ele alınmaktadır. Bazı İslam düşünürleri, cariyelik kavramını tarihsel bir bağlamda değerlendirirken, bugün geçerli olan haklar ve özgürlükler çerçevesinde yeniden yorumlanmasını savunurlar. İslam, temelde bireylerin haklarına saygı gösterilmesini, adaletin sağlanmasını ve özgürlüğün korunmasını amaçlamaktadır.

Sonuç

Kur'an'da cariyelik konusu, tarihsel bağlamda önemli bir yer tutmakla birlikte, çağımızda cariyelik uygulamalarının hiçbir geçerliliği bulunmamaktadır. İslam, adalet, eşitlik ve insan hakları çerçevesinde, cariyelere yönelik düzenlemeler getirmiştir. Bu düzenlemeler, kölelik ve cariyelik uygulamalarının insanlar arasında eşitsizlik yaratmasını engellemeyi amaçlamaktadır. İslam'ın, köleliğe karşı tavrı, cariyelik konusundaki düzenlemeleri ile paralellik göstermekte olup, tüm insanlara eşit haklar verilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.